Güncel Manşetler Politika

Çelik: “Kocaeli Halkı İyi ki Saadet Var Dedi”

Saadet Partisi Kocaeli İl Başkanı Nurettin Çelik, geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşen ve Genel Başkan Temel Karamollaoğlu’nun da katılığı İl Kongresi sonrası basın mensuplarının karşısına çıktı. Kongreyi ve Kocaeli gündemini değerlendiren..

Çelik: “Kocaeli Halkı İyi ki Saadet Var Dedi”

Saadet Partisi Kocaeli İl Başkanı Nurettin Çelik, geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşen ve Genel Başkan Temel Karamollaoğlu’nun da katılığı İl Kongresi sonrası basın mensuplarının karşısına çıktı.

Kongreyi ve Kocaeli gündemini değerlendiren Başkan Çelik’in konuşmasından öne çıkanlar ise şu şekilde:

KOCAELİ SÖZÜNÜ SÖYLEDİ: “İYİ Kİ SAADET VAR!”

Değerli Arkadaşlar; geçtiğimiz pazar günü icra ettiğimiz Saadet Partimizin il kongresi büyük bir coşku ile gerçekleştirildi. Uygulanan haşin politikalar neticesinde mağdur ve mazlum olanlara, geleceğe umutla bakmak isteyenlere sözümüzü söyledik. “Millete Sözümüz Var” sloganı ile tertip edilen kongremizde milletimiz duymak istediği sözü, gerçek sahibinden işitti.

Bizler söz söylemenin zor olduğu, baskı ve tahakkümün zirve yaptığı bir dönemde, kırk yıldır vazgeçmediğimiz değerlerimizi cesurca ifade ettik.  Söylediği sözün ağırlığını omuzlarında hisseden ve şartlar ne olursa olsun söylediği sözün arkasında duran Milli Görüşçüler olarak; insanımızın bize olan güvenini bir kez daha müşahede ettik.

İçeride ve dışarıda yaşanan onlarca olumsuzluğun neticesinde; umutları tükenmek üzere olan milletimizin yeniden umudu olduk ve onların ağızlarından çıkan “İyi ki Saadet var.” İfadelerini net bir şekilde duyduk. Gelecekteki müreffeh günlerin teminatı olan biz Milli Görüşçüleri aksiyon ve heyecan dolu günler bekliyor. Bu davada yorulmadan, usanmadan çalışan Saadet Partililer kamuoyunun ilgi ve alakasını celbetmeye başlamıştır. Allah’ın inayetiyle bu alaka, onu yakın zamanda hak ettiği konuma getirecektir.

“BİZ HEP HAKLI ÇIKTIK”

Türkiye’nin en köklü siyasi hareketi olan Milli Görüş’ü tarih hep haklı çıkarmıştır. Geçmişte de ifade ettiğimiz hakikatlerle bugünü değerlendirdiğimizde bunu net bir şekilde idrak edeceğiz. “Obez bir devlet yönetimine sahibiz.” diyen sn. Cumhurbaşkanı’nın bu ifadesini; Genel Başkanı’mız bir yıl önce Kocaeli’de söylemişti. Mimarideki anlayışlarıyla, imara açtıkları alanlarla İstanbul’a ihanet ettiklerini net bir biçimde itiraf eden sn. Cumhurbaşkanı; bu meseleye dair, zamanında yaptığımız uyarılara kulak verseydi, bugün bu ihanetten söz etmeyecekti.

Suriye meselesinde Saadet Partisi camiasını insafsızca yaftalayanlar; Cuma Namazı kılabilecekleri bir Emevi Camii kalmayınca “Efendim, aslında bu savaş hiç başlamadan ikili görüşmeler vesilesiyle sulh yoluna gidilmeliydi.” demeye başladılar.

Yine,  verilen onca tavize rağmen Avrupa Birliği’nden hiçbir netice alamayınca,  Milli Görüş’ün  D-8 projesini hatırlamışlardır. Hâlbuki kırk yıldır hakkı ve hakikati haykıran, daima iyi ve faydalı olanı söyleyen Saadet Partilileri dinleselerdi; bunca pişmanlığı yaşamayacak ve bedel ödemeyecektik ama öyle olmadı. Halkımız da bu gelişmeleri yakından izlemiş ve sürekli yanılanlarla değil; her zaman haklı çıkanlarla yürümesi gerektiğini görmüştür.

“İKTİDARIN GÜNDEMİ BELEDİYELER, MUHALEFETİN GÜNDEMİ MÜFTÜLER”

Türkiye’nin haftalardır sadece iki konuya kilitlendi. Bunlar belediye başkanlarının istifası ve müftülere nikâh kıyma yetkisi. Belediye başkanları istifa edecekler mi, etmeyecekler mi? Direnecekler mi, direnmeyecekler mi? Günlerdir konuşulan konu bu. Belediyelerin 15 yıllık süreçte nasıl yönetildiğine dair bilançoyu açıklamak yerine, tam tersine bunlara kimse temas etmiyor, ettirilmiyor. Millete asıl bunu açıklamak gerekir. Kamu kaynaklarını nerelere, nasıl harcadılar, bunu sorgulamak gerekir. İmar değişikliklerin altında neler yatıyor? Kimler bu imar değişikliğinden büyük rant elde ediyor? Maalesef tam olarak hala bilinmiyor, adeta cambaza bak oyunu oynanın dikkatler başka yöne çekiliyor.

“KARTEPE ZİRVESİNİ ZIRVAYA DÖNÜŞTÜRÜYORLAR.”

Onlarca problemin yanı sıra, belediyelerdeki israf ve savurganlık da gözlerden kaçmıyor.  Bildiğiniz üzere 15 Temmuz’un konuşulacağı maliyeti 2 Milyon TL’yi bulan bir zirve yapılıyor.

“Devlet ticaret yapmaz.” diyerek üretim yapan fabrikaları yok pahasına satan iktidar,” Karatepe Zirvesi” diyerek yapacağı programa halkın parasını saçmasına anlam veremiyoruz. İşçimiz, esnafımız, emeklimiz kendi giderlerini karşılayıp ayakta durmak için sıkıntılar yaşarken, milletin yarasına merhem olmayacak PR programlarla, paramızın çarçur edilmesini esefle kınıyoruz.

Hem AB’den dert yanacaksın, hem de darbenin ortağı olan ve darbe girişimi olduğunu kabul etmeyen Avrupalılardan zırva dinleyeceksin!

Savunma sanayi için vergilere %40 zam yaptığını söyleyen hükümet, paramızı zırvalara harcamakla kalmıyor;  15 Temmuz’da tankın, tüfeğin önünde canını ortaya koyan halkımızı da yapacağı programda konuşturmuyor, uzak tutuyor. Yani bu zirvede halkı yok sayıyor. Gerçekten 15 Temmuz’u dinlemek istiyorlarsa, pazara insinler, sokağa çıksınlar ve 15 Temmuz’u bedavaya halktan dinlesinler. Gerçekten program yapmak istiyorlarsa tepelerde değil halkın içinde yapsınlar. Milletin parasını iç etmesinler!

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

Yorum yapabilmek için buradan üye girişi yapınız.

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL