CHP İZMİT HABER – ERCAN ŞAİBELİ PROF İDDİALARI

ERCAN: CHP’YE LAF YETİŞTİRMEK HADDİNE DEĞİL, ANLAT BAKALIM

PROFESÖRLÜĞÜN ŞAİBELİ Mİ?

ERCAN: DİPLOMASI OLANA İPTAL, SARAYA YAKIN OLANA PROFESÖRLÜK
MÜ?

ERCAN’DAN AKINCI VE REKTÖR CANTÜRK’E ARDI ARDINA SORULAR

ERCAN: HANGİ KURUL VE KİMLERİN İMZASIYLA BU ATAMA YAPILDI?

ERCAN: KOÜ REKTÖRÜ BU KONUDA ŞEFFAF BİR AÇIKLAMA YAPACAK MI?

ERCAN: LİYAKAT, AKADEMİK ETİK VE TARAFSIZLIK ASKIYA MI ALINDI?

CHP İzmit İlçe Başkanı Gökhan Ercan, dün Atatürk’e karşı hadsiz söylemlerle kamuoyunda
yer alan ve bugün profesörlük unvanının şaibeli olduğu iddialarıyla gündeme gelen KOÜ
Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi öğretim üyelerinden Prof. Dr.
Abdulvahap Akıncı ve KOÜ Rektör’ü Nuh Zafer Cantürk’e ardı ardına sorularını sıraladı.

Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) İzmit İlçe Başkanı Gökhan Ercan, dün Atatürk’e karşı hadsiz
söylemlerle kamuoyunda yer alan ve bugün profesörlük unvanının şaibeli olduğu iddialarıyla
gündeme gelen KOÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi öğretim
üyelerinden Prof. Dr. Abdulvahap Akıncı ve KOÜ Rektör’ü Nuh Zafer Cantürk’e ardı ardına
sorularını sıraladı. Ercan konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Kocaeli Üniversitesi(KOÜ)
Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi öğretim üyelerinden Prof. Dr.
Abdulvahap Akıncı, sosyal medya hesabından Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik ahlak
dışı, nefret söylemi içeren açıklamalarıyla gündeme geldi. Fakat görüyoruz ki bu şahıs ile
ilgili kamuoyuna yansıyan tek skandal bu değildir.

YARGIYA TAŞINDIĞI İDDİALARI KAMUOYUNUN GÜNDEMİNDE
Basın aracılığıyla ve çeşitli kaynaklardan iddia edildiği üzere bu şahsın profesörlüğe ataması
tartışmalı bir dava sürecine konu olmuş. Akademik yükselmesinde intihalli yayın yaptığı, yani
başkasına ait fikirleri kaynak göstermeden kendisine aitmiş gibi kullandığı gerekçesiyle KOÜ
Etik Kurulu tarafından reddedildiği, dönemin Rektörü Prof. Dr. Sadettin Hülagü tarafından bu
sebeple kadro verilmediği,

Buna rağmen Hülagü’nün görevden ayrılmasının ardından Akıncı’nın yeniden kadroya
alındığı,

Ana Bilim Dalı Başkanı dahi yokken, ilgili kurullar bypass edilerek profesörlük unvanını geri
aldığı ve bu nedenle yeniden yargıya taşındığı iddiaları kamuoyunun gündemindedir.
Bu iddialar kamuoyunun önünde yer alırken, KOÜ Rektörü, YÖK veya kendisi bu iddialara
yönelik bir açıklama yapacak mı? En önemlisi KOÜ Rektörü kamuoyunun merak ettiği bu
sorular ile ilgili bir tavır alacak mı ya da bu sorulara ilişkin halkı aydınlatacak mı?

REKTÖR’E VE AKINCI’YA ARDI ARDINA SORULARI SIRALADI
Prof. Dr. Abdulvahap Akıncının profesörlüğü gerçekten etik ihlalle mi alınmıştır?
Etik Kurul’un ret kararına rağmen hangi kurul ve kimlerin imzasıyla bu atama yapılmıştır?
Şu anda devam eden dava süreci hangi aşamadadır? Mahkeme yürütmeyi durdurmuş mudur?
Kocaeli Üniversitesi Rektörlüğü bu konuda şeffaf bir açıklama yapacak mıdır?

Üniversite içinde liyakat, akademik etik ve tarafsızlık ilkeleri askıya mı alınmıştır?
BELİRLEYİCİ OLAN EĞİTİMDE TORPİL, SİYASETTE VE AKADEMİDE SADAKAT MİDİR?
Bu kişi şimdi dekanlık ve rektörlük gibi görevleri hedefliyorsa, kamuoyunun daha büyük bir
sorusu var: Üniversitelerimiz bu kadar mı denetimsiz? Peki, intihalcilik iddiaları olan birisi
profesörlükle ödüllendirilirken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve 13’üncü
Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’nun üniversite diploması “gerekçe bile
gösterilmeden” iptal ediliyorsa… O halde bu soruları da sormak şarttır: Bu ülkede liyakat
nerede hangi kurumlarda var? Diploması olanın diploması bir sebep bile gösterilemeden iptal
edilirken saraya yakın olanların profesörlüğü mü tescilleniyor? Belirleyici olan eğitimde
torpil, siyasette ve akademide sadakat midir? Bu soruların cevabı, yalnızca Abdulvahap
Akıncı’nın değil, tüm üniversitelerimizin, kurumlarımızın ve Türkiye’nin geleceğini
ilgilendirmektedir. Son olarak bu şaibeli profesöre söyleyeyim: Sen CHP örgütlerine laf
yetiştirmek senin haddine değil, bu şekilde hedef saptırmaya çalıştığını herkes görüyor. Anlat
bakalım senin bu profesörlük unvanın şaibeli mi değil mi?”