İSTANBUL’UN FETHİNİN 565.YILI

29 Mayıs 1453 günü sabaha karşı Osmanlı Ordusunun genel taarruzu başladı. Asıl netice alınacak kısım Topkapı ile Edirne kapısı arasındaki surlardan açılmış olan gedik idi. Sultan Mehmet’in bulunduğu merkez grubu buraya..

İSTANBUL’UN FETHİNİN  565.YILI

29 Mayıs 1453 günü sabaha karşı Osmanlı Ordusunun genel taarruzu başladı. Asıl netice alınacak kısım Topkapı ile Edirne kapısı arasındaki surlardan açılmış olan gedik idi. Sultan Mehmet’in bulunduğu merkez grubu buraya hücum etti. Türk Ordusunun birinci umumi hücumu 2 saat, arkasından yapılan ikinci genel hücumu ise 1,5 saat sürdü. Ancak henüz bir sonuç elde edilememişti. Çok çetin ve kanlı bir çarpışma başlamıştı.

Bizans İmparatoru Kostantin ise Bizans Ordusunun Başkomutanı Cenovalı Jüstinyani ile birlikte bu cephede bulunuyordu. Surları büyük bir azim ve cesaretle müdafaa eden Başkomutan Jüstinyani bu sırada kolundan ve bacağında yaralanmış ve fazla miktarda kan kaybetmesinden dolayı da muharebe alanını terk etmek mecburiyetinde kalmıştı.

Yeniçeri askerleri, ok ile top ve tüfek ateşlerinin koruması altında hendekleri aşarak surlara dayandılar. Yeniçeriler arasında Ulubatlı Hasan isminde bir yeniçeri askeri, surların üstüne çıkan ilk Türk askeri oldu. Ulubatlı Hasan’ı takip eden ve surlara çıkmaya çalışan 30 kadar Yeniçeri askeri de surları savunan Bizans askeri tarafından öldürüldü. Bu sırada Ulubatlı Hasan da yaralanmış, büyük bir taşa takılarak surdan aşağıya düşmüştü. Surların üzerinden atılan ok ve taşlarla şehit edilmişti.

Bu arada Türk askerlerinin bir kısmı, surlara tırmanıp surların üzerine çıkıp orada tutunabilmeyi başarmışlardı. Bununla birlikte top atışları ile tahrip edilip gedik açılan surlardan yeniçeri askerleri içeriye girerek birinci surla ikinci sur arasındaki sahayı işgal ettiler. Buradaki Bizans askerlerini etkisiz hale getirdiler.İmparator Kostantin, maiyeti ile birlikte Pemton kapısına (Sulu kule / Fatih)  doğru kaçtı. Kostantin, omzundan yaralanmıştı. İmparatorun kaçtığını ve kendilerine doğru geldiğini gören ikinci surları savunan Bizans askerleri de paniğe kapılmış ve kaçmaya başlamışlardı.

Nihayet Türk askerleri, Topkapı ve Silivri kapıdan surları geçerek İstanbul içerisine girmeye başladılar. Bizans bayrakları indirilerek yerine Türk bayrakları çekildi. Haliç tarafındaki donanmaya ait Türk askerleri de Odun kapısından şehre girdiler. (Kroki-1) Deniz tarafındaki surlar, İstanbul’un kara tarafından işgalinden 1,5 ile 2 saat sonra işgal edilmiştir. Türk askerleri, 29 Mayıs 1453 günü öğleden sonra saat.14.30’da İstanbul’a hâkim olmuşlardır. Türk Donanmasının Haliç’e girdiğini gören yabancı devletlerin donanmaları ise fazla zayiat vermemek için Haliç’i ve İstanbul’u terk etmişlerdi.

Sonuç olarak, 54 gün süren ve 18 Nisan 1453 günü ile 6, 12 ve 29 Mayıs 1453 tarihlerinde yapılan 4 büyük hücumdan sonra Doğu Roma İmparatorluğunun 1125 senelik başşehri olan İstanbul (Kostantiniyye) 29 Mayıs 1453 Salı günü Sultan Mehmet emrindeki Türk Ordusu ve Donanması tarafından fethedilmiştir. 

20 yaşında İstanbul’u fethederek tarihte “Fatih” unvanını almış olan Sultan II. Mehmet, İstanbul surlarının işgal edilip Türk askerlerinin şehre girmesinden sonra mahiyetindeki vezir, ulema ve diğer ileri gelen komutan ve devlet adamları ile birlikte muhteşem bir alay ile Topkapı’sından şehre girmiş ve Ayasofya kilisesine gitmiştir.

Sultan Mehmet; İstanbul’da tertip ve düzeni aldıktan ve gerekli görevlendirmeleri yaptıktan sonra 18 Haziran 1453 günü İstanbul’dan Edirne’ye hareket etmiş ve büyük bir merasimle şehre girmiştir.

1. Hıristiyanlık, 325 tarihinde Roma İmparatorluğunun resmi dini kabul edilmiştir. Doğu Ortodoks ve Batı Katolik kiliselerinin birbirinden ayrılması da 1054 tarihinde gerçekleşmiştir. Bu ayrığı da değerlendiren Sultan II. Mehmet’in İstanbul’u fethetmesiyle, 1125 senelik Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu tarihe gömülmüştür.

2. Konstantin’ in (İstanbul)  Türkler tarafından fethi; XI’ inci yüzyıldan itibaren başlayan, Şark zihniyetini temsil eden İslam dünyası ile Garp zihniyetini temsil eden Hıristiyan âleminin çarpışmalarının sonucunda Şark âleminin galip gelmesidir.

3. Sultan II. Mehmet, İstanbul’u fethettikten sonra “Fatih” unvanını almıştır. Türkler,  iki kıtada (Asya ve Avrupa) yani Trakya ve Anadolu’da bulunan imparatorluklarını birleştirmiş ve İstanbul ve Çanakkale boğazlarına hâkim olmuşlardır.

4. Doğu Bizans Ortodoks kiliseleri ile Batı Roma kiliseleri arasındaki mezhep çatışmaları ve birlikte hareket edememeleri, Müslüman Türk egemenliğini, Katolik-Latin boyunduruğuna tercih etmeleri, Bizans kamuoyunun ikiye ayrılması, Sultan II. Mehmet’in İstanbul’u fethetmesinde önemli bir faktör olmuştur.

5. İstanbul’un fethedilmesinde, Osmanlı topçuluğunun o zamanın şartlarında üstün seviyede olması, ateşli silahlarının kullanılması, surların imal edilen güçlü toplarla dövülmesinin de önemli katkıları olmuştur.

6. İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet kentin imarı ve sosyal ve kültürel etkinlikleri için büyük çalışmalara girmiş ve bu meyanda; bir tıp merkezi (darüşşifa), yeni çeriler için iki kışla, bir top dökümhanesi inşa ettirmiştir.

İzzettin ÇOPUR
(E) Tnk. Kd. Alb.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

Yorum yapabilmek için buradan üye girişi yapınız.

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL