“Marmara Denizi’nin Ortasında ki Fay Hattının Kırılması Bekleniyor”

Deprem Bilinci Ve Afet Sonrası Yönetim   İzmit Belediyesi tarafından 17 Ağustos 1999 depremini anma etkinlikleri kapsamında İzmit Belediyesi Deprem Müzesi’nde Jeofizik Uzmanı Dr. Oğuz Gündoğdu, Doç. Dr. Selma Koç..

“Marmara Denizi’nin Ortasında ki Fay Hattının Kırılması Bekleniyor”

Deprem Bilinci Ve Afet Sonrası Yönetim

 

İzmit Belediyesi tarafından 17 Ağustos 1999 depremini anma etkinlikleri kapsamında İzmit Belediyesi Deprem Müzesi’nde Jeofizik Uzmanı Dr. Oğuz Gündoğdu, Doç. Dr. Selma Koç ve Afet Uzmanı Özden Işık’ın sunduğu “Deprem Bilinci ve Afet Sonrası Yönetim” konulu panel gerçekleştirildi.

Panele İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, İzmit Belediye Başkan Yardımcıları Dilek Yalçın, Cem Güler, Mimarlar Odası Kocaeli Şubesi Başkanı Füsun Yılmaz, Makine Mühendisleri Odası Kocaeli Şube Başkanı Murat Kürekçi, Kocaeli Pazarcılar Odası Başkanı Ahmet Serim, Biz İzmitiz Gurubu Başkanı Hüseyin Erol ve vatandaşlar katıldı.

Bina Yapıları Depreme Göre Dizayn Edilmeli

Panelde ilk olarak konuşan Jeofizik Uzmanı Dr. Oğuz Gündoğdu, “17 Ağustos 1999 yılının 20.yıl dönümündeyiz. Bizim 1999 yılında yaşandığımız depremde Tüpraş haricinde fazla bir yangın yaşanmadı. Çünkü bazı depremlerde yangın yaşandığını hepimiz biliyoruz. Bina yapımlarında o yüzden buna göre dizayn edilmelidir” dedi.

Deprem Anında Panik Yapılmamalı

Konuşmalarına devam eden Gündoğdu, “Deprem sırasında yaşanan panik çok kötü bir şeydir. Korkmak serbest ama panik olmamalıdır. Çünkü panik anında insan ne yapacağını bilemez. Bu da depremde zarar görmemize sebebiyet verebilir. Bu nedenle deprem anında kesinlikle panik yapmadan hareket ederek kendimizi güvence altına alabiliriz” ifadelerinde bulundu.

Hayvanlar Depremi Sezebiliyor

Gündoğdu, “Hayvanların depremden önceki davranışları da bizi uyandırabilir. Özellikle köpekler yer altında yaşanan hareketleri hissedebiliyor. Ya havlamaya başlıyor ya da kaçışmaya başlıyor. Hayvanların bu özelliği sayesinde yaklaşan depremleri anlamak mümkün olabilir” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin En Tehlikeli Fay Hattı

Konuşmasında fay hatlarına değinen Gündoğdu, “Marmara Bölgesi’ni tehdit eden fay hattı Doğu Anadolu Bölgesi’nden gelen kuzey doğu fay hattıdır. Buda ülkemizdeki en tehlikeyi fay hatlarından biridir. Geçmiş tarihe baktığımızda bu fay hattının olduğu bölgelerde büyük depremler yaşanmıştır” diye konuştu.

Marmara Denizi’nin Ortasında ki Fay Hattının Kırılması Bekleniyor

Gündoğdu son olarak, “Bundan sonra beklenen deprem Marmara Denizi’nin tam ortasında kırılması beklenen fay hattıdır. Ne zaman olur bilinmez tıpkı 17 Ağustos 1999 depremindeki gibi bekleniyor ama zamanı bilinmiyordu. Bundan sonra gelecek deprem bekleniyor. Hem de Marmara Denizi’nin ortasında bulunan fay hattından çıkacağı bekleniyor fakat ne zaman olacağı konusunda bir şey söylemek mümkün değil” ifadelerinde bulundu.

AFET NEDİR?

Ardından konuşan Afet Uzmanı Özden Işık, “Afet kavramını ele alırsak insan ve diğer canlılar için normal yaşamı ve toplumsal kesintiye uğratan, toplumda fiziksel, sosyal, kültürel ve ekonomik kayıplara neden olan ve etkilenen topluluğun üstesinden gelemediği doğa ve insan kaynaklı bir olgudur. Özetle

müdahalede kaynağın yetersiz kalma durumdur” şeklinde konuştu.

GÖLCÜK’TE TSUNAMİ OLDU MU?

Konuşmalarına devam eden Işık, “Deprem yaşanan bölgelerde tsunami de olabiliyor. Endonezya ve Japonya gibi ülkelerde deprem sonrası tsunamiler meydana gelmiş ve çok sayıda insan hayatını kaybetmişti. Bizde 17 Ağustos 1999 yılında Gölcük’te tsunami oldu diye düşündük ama bu düşüncemiz genel olarak bir kabul görmedi” ifadelerinde bulundu.

TÜRKİYE DEPREME HAZIRLIKLI DEĞİL

Işık, “Afet yönetimine bakıldığı zaman bu konuda başarılı olduğumuzu düşünmüyorum. Gerek Suriyelilerin bilinçsiz yerleşim alanları oluşturması gerek ise evlerin büyük bir bölümünün depreme hazır olmaması gibi nedenler dolayı Türkiye’nin depreme hazırlıklı olduğunu düşünmüyorum. Afet yönetimi çalışmalarında çok hazır değiliz” dedi.

KRİZ YÖNETİMİNDE BAŞARILIYIZ

Konuşmalarına devam eden Işık, “Kriz yönetimi konusuna gelirsek ise Türkiye kriz yönetimi konusunda çok başarılı bir durumdadır. Biz risk yönetimi anlayışıyla değil hep kriz yönetimi anlayışıyla çalıştık. Biz müdahale ve iyileştirmede iyiyiz. Fakat risk yönetimi konusunda başarılı değiliz” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE’DE DEPREM FARKINDALIĞI ÇOK DÜŞÜK

Son olarak konuşan Doç. Dr. Selma Koç, “Biz Mayıs ayında bir anket çalışması yaptık. Depremin 20. yılında afet riski ve tehlike farkındalığı ölçmek anket çalışması yaptık. Depremin 20. yılında daha farkındalığı hissedemediğimizi görüyorum. Bence daha fazla farkındalık olması gerektiğini düşünüyorum. Biz 20 yıldır depremle ilgili eğitiliyoruz fakat sokağa çıktığımızda halkımızın hepsi Türkiye’nin bir deprem ülkesi olacağını söyleyecektir. Herhangi bir deprem olduğunda ne yaparsınız diye sorduğumuz doğru cevabı alamadığımızı görüyoruz” dedi.

HALK EN BÜYÜK AFETİ DEPREM OLARAK GÖRÜYOR

Konuşmalarına devam eden Koç, “Biz yaptığımız ankette yaşadığınız kentin afet tehlikesi olduğunu biliyor musunuz diye sorduk. Eskişehir, Diyarbakır ve Kocaeli’de yaptığımız anketlerde en büyük tehlikenin deprem olduğu cevabını aldık. Herhangi bir afet durumunda alacağınız tedbirleri biliyor musunuz diye sorduğumuzda halkın büyük bölümünden aldığımız cevap ise hayır oldu” ifadelerinde bulundu.

AFAD’IN ANLAMI BİLİNMİYOR

Halkın bilinci olmadığını kaydeden Koç, “Yine yaptığımız ankette afetlerden korunma ve müdahale süreçlerinde ilgili kurumları biliyor musunuz diye sorduğumuz da yine ağırlıklı olarak hayır cevabını aldık. AFAD’ın açılımını sorduğumuzda ise bu 3 şehrimizde ki halkın büyük bölümü sorunun cevabını bilemedi. Yine aynı ankette afetlerden korunmak için herhangi bir eğitim aldınız mı diye sorduğumuz halkın büyük bölümünün cevabı yine hayır oldu” diye konuştu.

20 YILIN SONUNDA İSTEDİĞİMİZ NOKTADA DEĞİLİZ

Koç son olarak, “Bir afet ülkesi olmamıza rağmen afet ve risk tehlikelerinin iller bazında kısmen bildiğimiz ancak risk önleme ve tedbir alma süreçlerinde büyük eksikliklerimiz olduğu görülmektedir. Afet risk ve tehlikelerinin önlenmesinde ya da zarar azaltma aşamasında mikro düzeyden makro düzeye bir bilinç değişimi gerekli olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü şiddetli yağmurların yağacağı önceden haber yapılmasına rağmen önlem alınmadığı için sel baskınlarında can kayıpları yaşanmaktadır. Halkımız afet yönetim sistemi ve kurumlarını tanımamaktadır. Olası deprem tehlikesine karşı 20 yılın sonunda istediğimiz noktaya gelemediğimizi düşünüyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

20 YIL SONRA GELDİĞİMİZ NOKTAYA BAKMALIYIZ

Panelin ardından konuşan İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, “Deprem bu kentin kapanmayan yarasıdır. Hocalarımızın dediği gibi 20 yıl sonra hangi noktadayız ona bakmalıyız. Ülkece tüm kurumlarımızla birlikte depreme hazır olmalıyız. Şuan ki tabloya bakıldığında ileri seviyede olduğumuzu düşünmüyoruz. Ama yaşadığımız bu çağda daha ileri noktaya gidebiliriz” dedi.

DEPREM MÜZESİNİ GEZDİLER

Panelin ardından İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet ile Jeofizik Uzmanı Dr. Oğuz Gündoğdu, Doç. Dr. Selma Koç ve Afet Uzmanı Özden Işık deprem müzesini gezdiler.

 

 

 

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

Yorum yapabilmek için buradan üye girişi yapınız.

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL