Oynadığı Her Filme Kalite Katan Scarlett Johansson’un En İyi Filmleri Güzelliği ve oyunculuk performansı ile uzun yıllardır Hollywood sinemasının en sevilen kadın oyuncularından bir tanesi olan Scarlett Johansson’u pek çoğumuz..
Güzelliği ve oyunculuk performansı ile uzun yıllardır Hollywood sinemasının en sevilen kadın oyuncularından bir tanesi olan Scarlett Johansson’u pek çoğumuz Marvel filmlerindeki Black Widow karakteri ile tanıyoruz ama kendisinin geniş bir filmografisi var. Gelin en iyi Scarlett Johansson filmlerine ve kısaca bu filmlerin hikayelerine yakından bakalım.
22 Kasım 1984 tarihinde ABD’nin Manhattan şehrinde dünyaya gelen Scarlett Johansson, oyunculuğa oldukça erken yaşta başladı. İlk filminden sonra hızlı bir yükseliş yakalayan Johansson hem güzelliği hem de oyunculuk performansı ile büyük beğeni topladı. Scarlett Johansson filmleri denilince pek çok izleyicinin aklına ilk olarak Marvel filmlerinde canlandırdığı Black Widow karakteri gelecektir.
Webtekno editörleri tarafından hazırlanmış olan sinema haberleri ve içeriklerini incelediğimiz zaman başarılı oyuncunun aslında bir kısmını az bildiğimiz pek çok önemli yapımda rol aldığını görüyoruz. Elbette her hayranın mutlaka kendi özel bir favori filmi vardır. Gelin en iyi Scarlett Johansson filmlerine ve kısaca bu filmlerin hikayelerine yakından bakalım.
Yayınlandığı dönem büyük ses getiren Netflix yapımı Marriage Story filminde yönetmen Charlie ve oyuncu eşi Nicole’ün boşanma sürecini izliyoruz. Artık anlaşamadıkları için boşanmak isteyen çiftimiz bunun düşündükleri kadar kolay olmadığını, özellikle işin içine çocuğun velayeti girdiği zaman her şeyin daha da içinde çıkılmaz hale geleceğini fark ederler.
Oyunculuk performanslarıyla dikkat çeken Lost In Translation filminde, yolları bir şekilde Japonya’nın başkenti Tokyo’da kesişen iki Amerikalının hikayesini izliyoruz. Orta yaşlı, evli ve çocuklu olan oyuncu Bob, bir reklam çekimi için geldiği Tokyo’da kocası ile birlikte buraya gelmiş olan Charlotte ile tanışır. Bu yabancı kültürde birbirini bulan iki Amerikalı arasında beklenmedik bir yakınlaşma yaşanır.
İkinci Dünya Savaşı’na mizahi bir dille yaklaşan Jojo Rabbit filminde, Hitler’in gençlik kampında olan Jojo isimli bir çocuğun ve hayali arkadaşı Adolf Hitler’in hikayesini izliyoruz. Jojo, annesinin evlerinde yahudi bir kızı sakladığını öğrendiği zaman bu durumu hayali arkadaşı Adolf’a açıklaması epey zor olacaktır.
Ülkemizde İnci Küpeli Kız adıyla vizyona giren Girl with a Pearl Earring filmi, Tracy Chevalier tarafından kaleme alınan aynı isimli romanın sinema uyarlamasıdır. Johannes Vermeer’in eşsiz eseri ‘İnci Küpeli Kız’ tablosunun yaratılma sürecini izlediğimiz film boyunca tarihin en bilinen yüzüne sahip bu kadının tarihi gerçekliklere dayanmasa bile iddialar üzerinden anlatılan yaşantısına konuk oluyoruz.
Marvel Comics tarafından çizgi roman sayfaları için yaratılmış evrenin sinemaya uyarlandığı Marvel Sinematik Evreni pek çok dizi ve film ile sürmeye devam ediyor. Bu evrende Scarlett Johansson, küçük bir kızken aldığı eğitimler sonucu profesyonel bir suikastçi olan Black Widow karakterine hayat veriyor.
Usta yönetmen Woody Allen imzalı Vicky Cristina Barcelona filminde kadın – erkek farklılıkları üzerine kurulu çarpık bir ilişki izliyoruz. Evlenmek üzere olan Vicky ve arkadaşı Cristina, İspanya tatilleri sırasında bir sanatçıdan çok etkilenirler. Bu sanatçının epey arızalı bir eski eşi vardır. Bu karakterlerin bir araya gelip de aşk çemberi oluşturması ise son derece ilginç hikayelerin ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Beynimizi yüzde yüz kapasitede çalıştırsak ne olur sorusuna odaklanan Lucy filminde son derece sıra dışı bir hikayeye konuk oluyoruz. Eğlenmeyi seven bir kadın olan Lucy, tek gecelik bir ilişki sonrası kendini bir anda bir uyuşturucu çetesinin kuryesi olarak bulur. Vücudunda taşıdığı uyuşturucu patlayıp da kanına karıştığı zaman Lucy, insanüstü beceriler kazandığını fark eder.
Hem bir distopya hem de ütopya öğeleri taşıyan sıradışı bir bilim kurgu hikayesine sahip olan The Island filminde, insan klonlama üzerine eleştirel bir bakışa şahit oluyoruz. Yaşamın sona erdiğini düşünen bir grup insan, kapalı bir alanda yaşamakta ve Ada’ya gitme hayalleri kurmaktadırlar. Ada diye bir yerin olmadığını ve daha da kötüsü kendilerinin düşündükleri gibi olmadığını öğrendikleri zaman her şey tepetaklak olacaktır.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)