Ülkemiz için Önemli Bir Proje!

KOÜ, Yer Altı Sularındaki Zararlı Maddeleri Araştırıyor KOÜ Jeoloji Mühendisliği ile Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü’nün ortaklaşa yürüttüğü proje süresince ABD’deki Alabama ve Arizona Üniversiteleri ile de ikili işbirlikleri ve..

Ülkemiz için Önemli Bir Proje!

KOÜ, Yer Altı Sularındaki Zararlı Maddeleri Araştırıyor

KOÜ Jeoloji Mühendisliği ile Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü’nün ortaklaşa yürüttüğü proje süresince ABD’deki Alabama ve Arizona Üniversiteleri ile de ikili işbirlikleri ve çalışma ziyaretlerinin yapılması planlanıyor. Proje hakkında açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Nihat Hakan Akyol, “TCE, PCE ve DCE gibi klorlu organik solventler genellikle yeraltında saf faz (DNAPL) olarak bulunup uzun vadede ve geniş ölçekte yeraltı su kirliliğine neden olurlar. Bu durum kullanılabilir su kaynaklarının azalmasına ve büyük sağlık problemlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Su kaynaklarının kontrolü açısından bu gibi klorlu organik solventlerin yeraltından uzaklaştırılması ya da kontrol altına alınması gerekmektedir. Özellikle bu gibi çalışmalar ülkemizde oldukça sınırlı sayıda olup klorlu solventlerce kirlenmiş bir sahanın ıslahı ile ilgili herhangi bir arazi çalışması henüz bulunmamaktadır. Özellikle, klorlu solventlerin kullanıldığı sanayi bölgeleri bu gibi kirleticilerin yeraltı ortamında bulunma olasılığını arttırmakta olup konu ile ilgili deneysel ve arazi çalışmalarının yapılmasını gerekli kılmaktadır.” dedi.

Proje, Benzer Çalışmalara Yol Gösterici Olacak

Projenin, arazi koşullarının yansıtılacağı 2 boyutlu tank deneyleri ve matematiksel modellemeleri içeren kapsamlı laboratuar ölçekli çalışmalardan oluştuğunu kaydeden Doç. Dr. Akyol, “TUBİTAK ARDEB 1001 projesi kapsamında heterojen jeolojik sistemlerde depolanmış DNAPL karışımlarının (TCE, PCE, DCE) farklı tür yıkama çözeltileri (SDS, Tween 80, MCD ve KMnO4) ile ıslah performanslarının etkinliğinin incelenmesi amaçlandı. Çalışmada kullanılacak olan fiziksel ortam malzemeleri, homojen özellikli kuvars kumları ve doğal gözenekli ortamlardan oluşacak. Laboratuvar ölçeğinde oluşturulacak jeolojik ortam, DNAPL kaynak zonları ile kirlenmiş bölgelerdeki fiziksel ortamı temsil edecek şekilde yaratılacak. Çalışmadan elde edilecek sonuçların, uzun vadede ülkemizde görülebilecek benzer kirlenmiş sahaların ıslah çalışmalarında yol gösterici olacağını düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Kısa Sürede ve Az Maliyetle Temiz Çevreyi Amaçlıyoruz

Arazi ölçekli çalışmaların ıslah süresinin mümkün olduğunca kısa ve az maliyetli olmasının gerektiğini belirten Doç. Dr. Akyol, “Projenin başarılı bir şekilde sonuçlandırılması ile DNAPL karışımı (TCE, PCE, DCE) ile kirlenmiş kaynak zonların arazi ölçeğinde ıslahı için ekonomik ve etkili bir yöntemin önerilmesi mümkün olacak. Bu durumun ıslah ihtiyacı açısından taşıdığı avantajlar sebebiyle uygulamaya dönük olarak yerel yönetimlerin ilgisini çekecek nitelikte olması düşünülmekte.” dedi.

Yeni Proje ve İkili İşbirliği

Doç. Dr. Nihat Hakan Akyol, çalışmadan elde edilecek sonuçların gerek laboratuvar ölçekli gerekse ülkemizdeki potansiyel kirlenmiş sahaların ıslahına yönelik ulusal ve uluslararası ikili yeni projelerin yürütülmesinin önünü açacağını söyledi. Akyol ayrıca, elde edilecek olumlu sonuçlar ile farklı kirletici türlerinin test edilmesine yönelik ulusal ve uluslararası işbirliğinin gelişmesine katkı sağlayacağını belirtti.

Haber: Ayşegül Şahan (BHİ)

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

Yorum yapabilmek için buradan üye girişi yapınız.

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL