Azerbaycanlı askerin hatırasını kaleme aldı

Gebzeli Tarihçi’den Karabağ Hatırası Kocaeli tarihi ile ilgili yazdığı makaleleri tanıdığımız Tarihçi-Yazar Recep Kankal, akademik ve yerel tarihe dair çalışmalarına devam ediyor. Kankal, bir asır önce cephe hattında bulunmuş Azerbaycanlı..

Azerbaycanlı askerin hatırasını kaleme aldı

Gebzeli Tarihçi’den Karabağ Hatırası

Kocaeli tarihi ile ilgili yazdığı makaleleri tanıdığımız Tarihçi-Yazar Recep Kankal, akademik ve yerel tarihe dair çalışmalarına devam ediyor. Kankal, bir asır önce cephe hattında bulunmuş Azerbaycanlı askerin hatırasını kaleme aldı.

Dünya basının da yakında takip ettiği Kafkasya’daki son gelişmeler Azerbaycan’ın haklı ve dirayetli mücadelesi ile zaferle taçlandı. Azerbaycan’ın 30 yıllık işgal ve zulme dur deme kararı ile başlattığı harekat ile başlayan Karabağ Savaşı 42. gününde Azerbaycan’ın zaferi ile neticelendi ve Azerbaycan 44 günde Ermenistan’ı dize getirdi. İşgal altındaki topraklarını geri almayı başardı.

Türkiye’de yayın yapmakta olan Derin Tarih Dergisi bu ayki Kasım sayısında Azerbaycan başlıklı birkaç makaleye yer verdi. Dergide yer makaleler arasında İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tarih Doktora öğrencisi Recep Kankal’ın kaleme aldığı 1920’de Karabağ’da cephe hattında savaşan Azerbaycanlı askerin hatırası dikkat çekicidir. Azeri Türk Dergisi’nde 1928 senesinde yer verilen yazı 1920’de cephe hattında savaşan Azerbaycanlı askere ait. Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin 28 Mayıs 1918’de kuruluşunun 10. sene-i devriyesine mahsusen hazırlanan derginin “istiklal devri hatıraları” başlığı altında neşredilmiş hatırada; “1920’de Karabağ’da niçin Azerbaycanlı kanı döküldü?” sorusuna oldukça dokunaklı bir dille cevap getiren metinde, aynı zamanda Türkiye-Azerbaycan arasındaki dostluk, kardeşlik ve birlik bağına, iki ülkenin cephedeki müşterek ruhunun bir asır öncesindeki tezahürlerine de şahit oluyoruz. 1918’de çizilmiş Azerbaycan misak-ı milli haritası ve Azerbaycan harbiye mektebi talebelerine ait görsellerin yer aldığı Derin Tarih Dergisi’nde Azerbaycanlı askerin hatırasından kısa bir alıntı:

“Martın dokuzuncu gecesi sabaha karşı henüz ortalık aydınlanmamıştı, kışlalarda askerlerimiz derin bir sükûnet içerisinde uyuyorlardı. Bu sükûnet her tarafta Ermeni asilerinin silah ve sedaları ile ihlal edilmişti. Artık her tarafta baskına uğramıştık. Hayret içinde silahına sarılan askerimiz dışarı fırlayarak kahpece hayatına suikast edenlerle boğaz boğaza çarpışmaya başladı. Asiler muntazam bir plan dâhilinde hareket ediyordu. Gün ağarmağa başlamış ve ortalık kesif bir sisle kapanmıştı. Birliklerin kumandanları kısa sürede kuvvetlerini bir noktada toplamış ve düşmanlarının üzerine saldırmaya, canavar sürülerini her tarafta dağıtmağa muvaffak olmuşlardı. Asilerin yapmış olduğu baskının hedefi yalnız asker değildi, bu sırf Azeri Türkü’ne idi. Korkak düşman kaçmaya başladı, fakat aman verilmeksizin takip edildi. Kendileriyle sürükledikleri Şuşa ve Hankendi civarındaki Ermenilerle birlikte hadleri bildirilerek itaate getirildi. Artık Karabağ Azerbaycan’a bağlı bir vilayet olmuştu. Azeri Türk! Yaşamak için ölmeyi bilir, asrın gereklerini öğrenir, istikbali zamanın ihtiyaçlarına göre hazırlanırsan bil ki, istiklal senindir.”

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

Yorum yapabilmek için buradan üye girişi yapınız.

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL